Tag Archives: poem in Turkish

hatalarım

kalbimden yana hiç şüphem olmadı
asla bilerek, isteyerek üzmedim kimseyi
gene de işledim hatalar canlarıma karşı,
hem de ciddi mi ciddi
kırdım hak etmeyen pırıl pırıl gönülleri

varmışım artık geç bir yaşın kapısına
ağlıyorum içimden her güneş doğumunda,
sanki nehirler akabilecekmiş gibi
yollarının aksi bir yönüne,
sanki yağmur, kar, dolu yağabilecek
gökyüzüne doğru,
sanki ölenlerim dönecek,
sanki anlatabileceğim onlara
yeniden kendimi,
sanki vurabileceğim sözcüklere
onları hiç bir zaman
incitmek istemediğimi

kalbimden yana hiç şüphem olmadı
ama ya dilim?

hülya n. yılmaz, 10 Nisan, 2022

Leave a comment

Filed under Reflections

A Poem in Turkish and Its English Translation

Hani deriz ya, duvarların dili olsa . . .
benimkiler ne derlerdi arkamdan acaba?

Bunca zaman topladığım
hangi anıya verebilirlerdi ki
hak ettikleri gibi özel bir yer?

Hürriyetimin koluna girdiğim
ilk adımımı mı anarlardı
öncelikli bir özenle;
yoksa serbestçe evimin her köşesini
yerleştirmemi mi izlerlerdi yeniden?
Kendi zevkime göre.
Çoktandır unuttuğum bir hevesle.

Ofisimden yorgun argın dönerken yuvama,
kulak mı verirlerdi artık bastırmam gerekmeyen coşkulu şarkılara?
Çocukluğumdan kalma bir serbestiyle
çınlatmaya tedirgin olmadığım.
Genç kızlığımın sınırsız neşesiyle
bangır bangır inlettiğim şu yaşlı bedenimi.
Kendi doğamdan çekinmeden.

İlk torunumun,
Doğum Günü Hediyem’in yani,
can kardeşlerimle belgelediğimiz
birinci yaşını mı kutlarlardı bir kez daha?

İkinci torunumun,
Minyatür Prensesimin yani,
bebek salıncağını mı
sallarlardı o sakince uykusuna dalabilsin diye?

Hangi bir yaşantımı yazsaydım
çıkmaz mürekkep ile yanıbaşıma,
ki fotoğraflarını çekebilseydim
her birinin doyasıya,
iç burukluğuna çare olan bir nektar yerine,
buralardan çekip gitmeden önce?
Onları her özlediğimde,
her hislendiğimde
onların sıcak kucağına dalmak üzere.

Düşünüyorum da,
yerinden yurdundan edilen
sayısız onca insan
nasıl dayanıyor
böylesine bir kalp ağrısına,
ruh burkulmasına . . .

Hiç değilse ben
başka hiç kimse zorlamadan beni
çıkmak üzereyim yeni yoluma.
Çok zor olacak olsa da . . .

hülya n. yılmaz, 12 Ocak, 2022 

You know how we say, if walls could talk . . .
I wonder what mine would say behind my back?

To which of the memories I have gathered throughout these years
could they possibly do any justice, the kind of justice they deserve?

Would they commemorate with special care
the first step I took to hold the arm of my freedom;
or would they observe me in those days anew
when I set up every corner of my home freely?
According to my own taste and desire.
With a sense of enthusiasm, excitement
I had long forgotten about.

Would they lend an ear to the upbeat songs
that I no longer need to suppress, those
which I would chant on my way home
after a long, tiring day in the office?
Chants of the endless joy of my youth,
delivered to this aged body of mine
from the top of my lungs.
With no apologies for my true nature.

Would they celebrate once again the first year
of my grandson – my birthday present,
a landmark can kardeşlerim and I etched into my life together?

Would they sway the baby swing of my granddaughter –
my Miniature Princess,
so that she could ease into her sleep?

Which of my not-merely existed but lived moments
should I have written on my being with permanent ink,
so that I could take pictures of each one of them
to my heart’s content to have them by my side
as the nectar to ease my spirit’s unease
before I leave my home for good?
To delve into their warm embrace
at the first sight of my longing for them,
my paining for them.

Then . . . I think . . .
about the countless people
who have been and are still being uprooted
from their homes, their homelands . . .
how they endure such a heartache,
such a breaking of the soul.

As for me,
I am having to embark on a new journey
under no one’s force at least.
No matter how very difficult
that step is going to be . . .

hülya n. yılmaz, January 12 , 2022 

4 Comments

Filed under Impulses, Poetry, Reflections

“Cezve”

Bir cezve
Biraz kahve ve su
Bir kare çikolata
Şeker yerine

Birkaç yudum akabinde
Eser kalmaz o tattan

Anılar oysa ki öyle mi . . .
Her bir fincanda yüzlercesi

(c) hülya n. yılmaz, 16 Ağustos, 2019

 

Cezve.240_F_277398128_yJoUcOUhQWIE2LPxSa2T3HgmzQQOfLuT

[Free online image]

 

One cezve*
A bit of coffee and water
One piece of chocolate
A sugar substitute

The taste? Gone!
After a few sips

As for the memories . . .
Hundreds, in one single cup

English translation: (c) hülya n. yılmaz, October 5, 2019

*Turkish coffee pot

2 Comments

Filed under Poetry, Reflections

… just because

sigarayı, dumanını değil
kendisini bütünüyle yutarcasına
çekiyorum içime
öyle yaparsam
yeniden var olacakmışsınız gibi
hayır! hayır!
öyle flu uzaklardan ya da rüyada değil
beni aranıza sarmalamışsınız gibi
hissedeyim diye kendimi
kucaklarınız içinde yumulmuşçasına

yani
yine
bencilce

meğerse ben
nasıl bir ileri yavaşlıkta
öğrenciymişim!
ne oldu sanki
onca takdir belgesi aldım da?
bana öğretilmeye sunulanların yerine

asıl değeri olanları kulak arkası etmenin
hiç mi bir cezası yoktur sizce?
bana bunun cevabını verin, ne olursunuz
Allah Aşkına!

© hülya n. yılmaz, 8.25.2017

 

 

 

Leave a comment

Filed under ... on a "just because"-day

… just-because

dünya gözüyle görmek ne demekti
hiç mi öğrenememişim ben!
bu arzunun anlamını
gerçekliğini
bunu sessizce haykıran
kalbin sızısını

oturmuşum şimdi
görevi yanmak olan
ama benim yanımdayken
yanmayı ölesiye reddeden
mumlarımın karşısında
içimdeki en derin yerim parça parça
gözyaşlarım bile dökülmeye isyan içinde . . .

o tuzlu damlalar aksa
ah bir aksa
çağlayanlar doluluğunda aksa da
o solumdaki kızılın üstüne üstüne
yatıp kalakalmış
onca can insanımın iç burukluğunu
artık sele suya katarak
ama nadirce
sürükleseler
benden en uzaklara bıraksalar
umuduna yalvarır oldum

saçma sapan bir hayal gücüyle

dünya gözüyle görmek ne demekti
bu kadar mı görmezlikten
duymazlıktan
aldırmazlıktan
gelebilir bir insan

hele ki öylesine sevilmiş ise . . .

© hülya n. yılmaz, 8.25.2017

 

 

 

 

 

2 Comments

Filed under ... on a "just because"-day