Yağmur sesi ile uykum bölündü bir gece birden
kağıda düşen gözyaşlarını andırıyordu damlalar
ve arada bir parlayan ışık ve yıldırım
sanki bir insan sesiydi hıçkıran
çok uzaklardan geliyordu, pek yabancı
aynı zamanda insanın içine işleyen bir ifade vardı bu haykırışta
Deniz, dağ, yeşil çayırlar tüm haşmetiyle gözönüne seriliyordu
çok uzak ülkelerin ilginç danslarını anlatırcasına
adeta küstahça, isyankar bir parlayışla yükseliyordu
Bir an o etkili ses durdu bıçakla kesilircesine
tüm dünya sanki ışıksız kaldı tüm acziyle
şimdi o sihirli ses yoktu, dışarıya baktım
artık yağmur yağmıyordu.