[Yaş 19. Henüz aşk nedir, tanımamışım. Gene de … hayal gücü … 25 Mart 1974 tarihli Resimli Roman’ın 25. Sayısında yayınlanan “Dolunay” rümuzlu şiirim.]
Ümitsizlik
Seviyor, delice seviyorsun.
Sanki tüm dünya o imişçesine,
Seviliyor, çılgınca seviliyorsun.
Sanki senden başkası olmamışcasına.
Tadıyor hayatı, sarhoşça tadıyorsun,
Yudum yudum onun ellerinden içercesine
Tattırıyor yaşamı, şuursuzca tattırıyorsun
Adeta ellerinden saadet aktarırcasına.
Korkuyor bir an, her şeyden sonsuz korkuyorsun.
Yıllardır bir suç işlemişçesine.
Korkutuyor, halinden devamlı korkutuyorsun,
Her hareketinde bir günah işlemişçesine.
Nihayet unutuluyor, nankörce unutuluyorsun.
Adeta hiç bir şey geçmemişçesine.
Sebebini, sebebini hep kendine soruyorsun,
Bir mahkemede suçlu sandalyesindeymişçesine.
Bir gün yolda bomboş sürükleniyor, sürükleniyorsun,
Hatalarının ağırlığında ezilmişçesine.
Bir görüntüyü hayalinden, sabitleştiriyorsun,
Karşına yeniden, dipdiri o çıkmışcasına.
Bakıyor, inanamayarak sönük gözlerine, boyuna bakıyorsun.
Onun parlak, gülümseyen bakışlarına,
Sarsılıyor, kendini bırakıp hıçkırıyorsun.
Yanındaki simsiyah gözlere isyan edercesine.
Yorgun zihninle çabalıyor, düşünüyorsun,
Bakmayacak mı diye,
benim ışığını söndürdüğü ümitsiz gözlerime.
Bakmıyor, acıyla sadece yanındakine döndüğünü görüyorsun.
İndirilen bu darbe beyninde yankılar yaparcasına.
Atlıyor, sonsuzluklara dalıyor, dalıyorsun.
Kucaklasın diye serin sular seni daha büyük bir şefkatle…
DOLUNAY (ANKARA)