Mazinin Kalbi Hala Atıyor
Ah benim iç acılarım!
Ah benim bir sürü yüreği sızlatan adımlarım!
Neden bu kadar gecikmeli geldiniz kapıma?
Nasıl oldu da bunca zaman
yoklamadınız beni, girerek vicdanıma?
(c) hülya n. yılmaz, 24 Ekim 2019
Ah benim iç acılarım!
Ah benim bir sürü yüreği sızlatan adımlarım!
Neden bu kadar gecikmeli geldiniz kapıma?
Nasıl oldu da bunca zaman
yoklamadınız beni, girerek vicdanıma?
(c) hülya n. yılmaz, 24 Ekim 2019
Filed under Poetry, Reflections
Reflections Of The Heart by Pino Daeni / Pino Dangelico (1939-2010)
Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer
Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin
Bir yığın toprakla bir parça mermer
Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin.
Bir yığın toprakla bir parça mermer,
Üstünde yazılı yaşınla, adın;
Baş ucunda matem renkli serviler
Hüznüyle titreşir sanki hayatın.
Seni gömdük anne yıllarca evvel
Gözyaşlarımızla bu ıssız yere
Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel
Matem dağıtırken hasta kalblere.
Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun
Hüznüyle erirken Dicle’de sessiz,
Öksüzlük denilen acıyla vurgun
Bir başka ölüydük bu toprakta biz.
Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962)
[Source: “15 Ünlü Şairimizin Anne Şiirleri”]
Filed under Reflections
When you are in love, words – at times – don’t suffice to express your feelings you can only register in your heart, would you agree? Then, you find yourself in a quest for a translation of what lies joyfully heavy inside your soul. That translation sometimes becomes a real one, having transcended from your essence to another. Or, the yearned for essence translates yours. I want to hope that you would like my translation of “Uzaktan Seviyorum Seni” by Cemal Süreya as my reflection on romantic love on this Sunday.
The Turkish Original:
UZAKTAN SEVİYORUM SENİ
uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum…
(Own Unedited, Unrevised Translation – 12/13/2014)
I LOVE YOU FROM AFAR
I love you from afar
without being able to smell your scent
to embrace your nape
to feel your face
I merely love you
from afar, I just love you
not holding your hand
without touching your heart
nor dissolving in your eyes
in spite of today’s three-day love fads
not wildly but like a man, I love you
I just love you from afar
without wiping off the two tears running down your cheeks
not joining you in your heartiest laughs
nor crooning together with you your most favorite song
from afar, I just love you
without disappointing,
not pouring out anything
without destroying
not making sad,
nor causing a cry, I love you from afar
I just love you like that from afar;
by shredding in my tongue
every word I want to tell you
I love you
I love you on a white piece of paper
while my words fall down, drop by drop…
Filed under Reflections